• 01-02-2025, 02:01:27
    #1
    Selam olsun,

    Ne üfürecek bu adam yine diye okuyorsanız huuuuh diye üfüreyim sizin için gerisini okumanıza lüzum yok malum okumaktan imtina edebiliyorsunuz.
    Hadsizliği severim zira haddini bilen birinin bir adım ileriye gideceğine inanmıyorum.
    Elbette hadsiz olurken kendimizin ne kadar hadsiz olabileceğini iyi belirlemek gerekiyor.
    Gevşeklikle rahatlık arasındaki fark gibi bu ince çizgide yürürken dikkatli olmak gerekiyor.

    Kendimden örnek vermeyeceğim çünkü benim bu konuda yaşadığım bir sorun/problem yok.
    Tanıdığım biri var bine yakın kitap okumuş, panellerde konuşmalar yapıyor anlattığı konuda 15 yıla yakındır araştırma yapıyor ve bir düşüncesini yazıyor.
    O konu üzerinde bir tek kitap okumamış, araştırma yapmamış birisi kalkıp "yok o iş öyle değil işte" diye başlayabiliyor.
    Bu hadsizlik değil, bildiğiniz ahmaklıktır.

    Hadsizlik dediğimiz şey mesela x kişisi Türk tarihi üzerine 2 yıldır araştırma yapmıştır ve genel kabul gören bir kabule itiraz edip kendi düşüncesini bu konuda 20 yıllık araştırması olan, tecrübesi olan birine "ben böyle düşünüyorum ve bunu anlatabilirim" demesidir. Bu hadsizliktir ve makul bir durumdur. Hadsizliği biz genelde negatif olarak düşünsek bile aslında aydınlanmacı bir negatifliktir. Malumunuz üzerine aydınlanmacı negatiflik = Pozitifliktir.

    Şimdi bu nereden çıktı derseniz onu da yazayım.
    R10 gibi kitlesinin kalitesi diğer platformlara nazaran kaliteli bir ortamda bile karşısındaki insana cevap verirken kullanılan kelimelere, ithamlara, iddialara ve üsluba baktığımda o gevşekliği yapanlar için utanıyorum. Burada cevap verdiğiniz kişilerin altyapısını bilmiyorsunuz haliyle kime ne cevap verdiğinizi bilmeden çok üstten cevaplar yazmak sizi büyültmez, küçültür.

    Şimdi yalan yok bir an için ne güzel cevap vermiş diye övgüler alabilirsiniz ama 2 ay sonra ne olduğunuz ortaya çıkacağı için kısa süreli övgüler sizi yok edecektir. Kalıcı olarak bir değer olmak ya da oluşturmak için karşınızdakini alim görmeyeceğiniz gibi cahilde görmemeniz gerekir. Biz genelde ilkini tercih edip alim olarak görmüyoruz.

    Şimdi benim kendimle ilgili bir konuda alınganlık ya da laf sokma niyetim gibi algılayabilirsiniz ama ilgisi yok, böyle şeylere vakit ayırmam sadece hakikatten değeri ortada olan, yazdıklarıyla bir değer ortaya koyan insanlara karşı yazılan içinde bir değer olmayan cevapları görünce üzülüyorum.

    Ben bir değer değilim ve bir değer kattığım iddiam yok ama değer olduğunu düşündüğüm ve değer kattığını düşündüğüm insanlar var.
    Yazdıklarında kendilerine has fikirler, düşünceler ve değerlendirmeler var. (Katılırım ya da katılmam ama kendine özgü altını doldurabileceği düşüncelerdir.)
    Hülasa hadsiz olun ama cehalet pınarından kana kana su içmeyin.

    Bu konuyu açmama vesile olan kişinin adını yazmayayım reklam olmasın ama yazdıklarındaki derinlik o konuda ne kadar yeterliliği olduğunu zaten belli ederken, saçmalama gibi cevap yazılması o insanı değil o cevabı yazanı küçülten bir durumdur. Ha, bunu yazan gibi 100 kişinin şakşakı mı o konuyu yazan arkadaş gibi 1 kişinin taktirimi derseniz size cevabı bir tribün pankartıyla izah edeyim.

    En çok sinek tezeğin üstünde olur.

    Sevgiler.
  • 01-02-2025, 02:32:19
    #2
    Merhabalar Serterefendi,

    Bir şeyleri okumak kıymetlidir. Günümüzde sosyal medya haberlerini bile okumak değerli hale geldi çünkü giderek okuma/yazma oranımız düşüyor. Üfürme kavramından imtina ediyorum ki öyle düşünmüyorum. Ben uzun yazdığınız için özellikle sizin yazılarınızı okumayı seviyorum diyerek bir giriş yapayım

    Okuyanlar aslında çoğu insanın okumadığını biliyor. Bu durum "argümantasyon" diye ifade edilen bir hastalığa -evet bir hastalık- neden oluyor. Yazınızdan "bine yakın kitap okumuş, panellerde konuşmalar yapıyor..." tarafını alarak bir örnekle açıklamak isterim. İşbu arkadaş bazen kendi alanında bazen de farklı alanlarda bilmediği konularda keskin ifadeler kuruyor. Amacı sadece ve sadece "ÖNEMSENMEK-İLGİ GÖRMEK veya YÖNLENDİRMEK". Bunu yapabilmek için herkes tarafından bilinen veya bilinmeyen birinin kitabını kaynağını eserini kullanıyor. Üstelik atıfta bulunduğu konuyla ilgili bilgi yok. Diğer taraftan işbu arkadaş doğru söylüyor olabilir. Ancak karşı taraf bunu anlayabilecek tahsile sahip mi? Evet çok ilginç bir dönemdeyiz ki artık anlaşılabilmek için bile tahsil gerekiyor. Kendini yetiştiremediyse "yok o iş öyle değil işte..." diyerek brifing alacağı kişiye tere satıyor

    Bazı konularda görüş bildirmek için bile okumak gerek. Okumadan yorum yapılamıyor, görüş bildirilemiyor ve hatta konuşulamıyor. Bizler artık bu tarafı geçerek affedersiniz -herbokolog- olduk. YouTube videosu açıyoruz spor yorumcusu doktorculuk oynuyor. Alışveriş yapacağız araştırıyoruz Influencer arkadaşlar Sağlık Bakanı olmuş. E-Gazete bakalım diyoruz malumunuz biraz chatgpt biraz da okur-yazarlığın düşük olmasından yalan yanlış bilgiler, algılar, norm yönetimi vb...

    Öğrenme dönemimi hâlâ tamamlamadım çok şükür. Son 2-3 senedir daha iyi anlıyorum ki: bizler geçmişle gelecek arasında sıkıştık kaldık. Geçmişle avunuyoruz ancak geleceğe de bakamayacak kadar batmış durumdayız. Öyle ki bu durumda bile boynumuz hâlâ dimdik karşıya bakabiliyoruz Nasıl oldu? Neler bizi böyle yaptı? Benim bir çıkarımım yok yapamıyorum. Ancak biliyorum ki geçmişle geleceği bağlayan şeyler eylemlerdir. Onu da yapabilecek ortam yok. Bu nedenle olacak ki bir DEĞER yaratamıyoruz ancak devşirmeye -birkaç beden büyük gelmesine rağmen- çalışıyoruz. Bizler gibi geçmişle gelecek arasında sıkışmış olan kuşağa selam olsun. Onlar bilir ki okumayı/dinlemeyi bilene her insan bir değerdir.

    Sevgiler.