https://www.youtube.com/shorts/z1UfjZ3lkj0
Avrupasından da arap coğrafyasından da nefret ediyorum. Atalarınız bunun için mi savaştı. Peki ya biz niye özeniyoruz hep bunlara? Atatürk ve cephe arkadaşları bunun için mi savaştı, püh lan size.

Zamanımız çok zor, kriz, Covid falan diyoruz ama çok uzağa gitmeye gerek yok bundan 70-80 yıl öncesine kadar dünya ne hallerdeydi, ve çok daha önceleri yaşamak inanılmaz zordu. Şimdi ise o çağlara, zamanlara göre ufacık kalacak sıkıntılar için "dünya yok oluyor abi" diyoruz.
Zamanımızdan nefret ediyorum gerçekten, her ne kadar rahat olsa da eskiye göre, eski zamanlar çok daha zor ve tehlikeli olsa da o zamanlar da yaşamayı yeğlerdim şu yozlaşmışlık ve iğrençliği göreceğime.
Şu an inanılmaz bir tüketim ve üretim çağında yaşıyoruz arkadaşlar. Bu kişiler ise anne babalarının zamanında ürettikleri sayesinde bolca her şeyi tüketiyorlar yalnızca. Hiçbir şey üretemeyen, hayatta zorluk görmemiş vasıfsız kişiler. En çok da güldüğüm terim "influencer"lık. Kitleye etki edebilecek nasıl bir yeterliliği var Kerimcan'ın? Danla Biliç'in. Ama influencerlar işte. Aşırı doluyum gerçekten nasıl ifade edebilirim her şeyi, nasıl toparlarım bilmiyorum. Hayatında hiç geçim mücadelesi daha vermemiş, inanılmaz rahat bir dünyaya gelmiş olan tiplerden bahsedeceğim çoğunlukla.
Youtube'da hayatında askerde tek kurşun sıkmamış, askerliğini Ziraat'ta yapmış tiplerin "asarım keserim, polisler peşimde, çok tehlikeliyim" triplerinde rap parçaları yapmaları.
Hayatında evinde el bebek gül bebek büyümüş, hiçbir kavgaya karışmamış ve hiç yoksulluk, imkansızlık nedir yaşamamış tiplerin aktivistliğe soyunup saçma sapan gösteriler ve yürüyüşler yapmaları
Yine rahatlık batan binlerce aktivist grup arasından bazılarının tablolara domates çorbası falan fırlatması.
Gerçekten de bunları yapan insanların hepsi değil belki ama %90'ını hayatını çok rahat bir şekilde geçirip, neredeyse her imkana sahip tipler oluyor ve hayatlarında hiçbir zorluk olmadığı için uğraşacak bir şey arıyorlar. E tabii hiçbir yetenekleri, hobileri de yok, toplum tarafından en azından kabul görmek ve onaylanmak için Greta gibi vasıfsızları örnek alıyorlar.
Türkiye'de bunlardan daha az ama yine var arkadaşlar. Ve yine bu kişiler, yok "Suriyeliler bizim dostumuz ya kimseye zararı yok" diye eylem yapan tipler Cihangir'de gezip tweet atan zengin güruh, ya da Nevşin gibi Alman dalgasına kapılmış, Türkiye'de dahi olmayan tipler... İşin en acı kısmı da yazık kendilerini bir yere ait hissedemeyen ve o zengin kısımda dahi olmayan gariban, fakir insanlar da bu grupların yanında saf almaya çalışıyor. Halbuki bilmiyor ki bunlara rahat batıyor ya da bunlar fonlanıyor...
Ve toplumsal cinsiyetler. Toplumun gözüne sokula sokula artık insanların midesi bulandı. Yürüyüşe kimse tepki çıkarmaz fakat pankartlar... O yapılan hareketler... Yine rahatlık batan ve hiçbir yeteneği olmayan, kendisini ön plana çıkartmak için mide bulandırıcı hareketler sergileyen ve şaklabana benzeyen tipler hep bunlar.
Çoğu travesti, gay ve birçok grup dahi artık bunların yaptıklarını onaylamıyor. LGBT yürüyüşünde Kürdistan diyorlar bir de. Sen hayatında herhangi bir şey için savaştın mı?
XII. Charles'in nesli şimdi gelip Kur'an yakıp protesto ettiğini sanıyor. Müslüman dahi değilim ama acayip bir nefret duydum. El kol hareketleri falan, hayatında hiç yumruk bile yememiştir bu, biri bağırsa ona koşarak uzaklaşacak tip İsveç yasalarının ona verdiği rahatlıkla, kendi rahat mahallesinde milyarlarca inananın olduğu bir dini kutsal kitabını yakıyor...
Kampüs cadıları, köpekler bir çocuğu öldürünce çocuğun ailesine dava açan hayvan savunucuları, feministler ve bunlara yanlayıp bir iki kız düşürürüm umudundaki yıkık Meriçler... İğrenç iğrenç iğrençç....
Aşırı itici, Kadıköy'de Bomontisini içip kendisini dünyanın en özel insanı sanan ve dünyanın düzeninde kafasına göre kesinlikle bir yanlış olduğunu düşünüp, kendi zihnindekilerin en doğru olduğunu savunan, okumamış, görmemiş evinde babasının prensesi olarak büyümüş, pasif babasının her istediğini yaptığı küçük feministimizin düşünceleri çok önemli gerçekten...
Hayatında hiçbir yakını köpek saldırısına uğramamış, köpeklerin giremediği sitede ailesinin evindeki odasında duyar kasıp bir iki etkileşim alacağım diye sokak köpeklerini savunan küçük sokak canlısı dostumuz...
Hetero kelimesinden midesi bulanan ve kendi sosyal cinsiyetini her yerde bağırarak söylemek zorunda olan, bir erkek onunla birlikte olmak istemiyorsa onu homofobik ilan eden, cümle kurmaya yeterli kelime haznesi ve beyni olmadığı için kendini çıplaklıkla ifade etmeye çalışan ve marjinal olmak için her şeyi yapan, yine ailesinde süt çocuğu gibi büyütülmüş, hiçbir zorlukla karşılaşmamış aktivist LGBTQ+ üyesi...
Kendi mahallesinden dışarı çıkmamış ve yaşlı teyzelerin bahçelerinde kedi besledikleri, şirin mi şirin sokaklarda çocukluk arkadaşları ile her şarkısında asıp kesen, polisten kaçan ruhu ergen, vursan bayılacak, sicili Perwoll ile yıkanmış kadar temiz yeni nesil özenti kekolar...
Vegan olduğunu iki saniye söylemez ise kuduran, et yiyenleri insandan saymayan, doğa kanunlarından ve insan evriminden bihaber, yine hiçbir yeteneği ve vasfı olmayan onu tanımlayan tek özelliğinin "vegan" olması olan aktivistler...
Günümüz dünyasının rahatlığının ortaya çıkardığı o kadar çok insan tipi var ki. Bunlar ile yaşayacağıma veba ile yaşarım. Vebadan beterler.