Aile tablolu hürriyet gaztesi reklamı

Gazte diyorum çünkü orada konulacak fazladan e harfine acıyorum. Yıllardır Ertuğrul Özkök önderliğinde (ayrıca; "telefon çaldı arayan ...di-dı,mış" temalı yazılarıyla da bilinir) arpa boyu kadar yol alamayan, iktidar yalakası olmuş bir gazete ne yaparsa yapsın bu yaftadan kurtulamayacak. Kurtulmak için yaptıkları hamlelerde böyle ucuz reklamlardan ibaret. Reklamı izlemeyenimiz yoktur. İzlemeyenler hiç birşey kaçırmadı yok izleyeceğim derlerse;

YouTube - Hürriyet Reklam Filmi İki Aile Köşkünde...

Bir kere reklam 2 şeyi dikte ediyor.
1- Hürriyet okuyanlar ne olursa olsun söz konusu yemek olunca herşeyi unuturlar.
2- Hürriyet okuyanların böyle dangalak evlatları olur.

İkinci seçenek gerçekçi. O halde de senaryo böyle olamaz, Şöyle olmalıydı;

Maç manyağı oğlan kitap embesili entel kıza atkıyı fırlatınca kız da çocuğa kitabı fırlatır ve oğlanın kafası yarılır. Yarılan kafadan "kırmızı" kanlar akmaya başlar ve sinirden ağzı köpüren oğlanın ağzında "beyaz" salyalar görürürüz. Oğlan kızın üzerine atlar ve kızı boynundan ısırır. Entel kız da maçcı çocuğun sırtını tırmalar. Evin babası duvardan çiftesini alıp kuduran oğlunu vurur. Kızının da kudurduğunu düşünen baba kızını da vurmak için hamlede bulunur ancak metamorfoz geçiren kedi gözlü entel kız çevik bir hareketle yerinden fırlar ve tüfeğin saçmalarından kaçar. Bu sırada baba tüfeği yeniden doldururken anne yarım saat önceden prize taktığı ütüyü babanın suratına geçirir. Acı ile kıvranan baba tüfeği yanlışlıkla ateşler ve evin annesini vurur. Tavanda avizede sallanmakta olan kız "yooooooo" diyerek annesinin yanına sıçrar. Kapı çalar, kız kapıyı açar gelen abisidir. "Hepsi senin yüzünden oldu eğer sen bu salağa küçükken top yerine kitap getirseydin hiçbiri yaşanmayacaktı" der. Abi içeri girerken "Mercedes" bilmemkaç model arabası ani bir gürültüyle patlar. Dönek liboş abinin karısı yenge hanım "verilmiş sadakamız varmış" der.
İçeri yönelirler o sırada anne kımıldamaya başlar. Kız yine tek bir zıplama ile annesinin yanına gidip "anne iyi misin?" diye sorar. Annesi ise "yok birşeyim kızım ateşte yemeğim vardı ona bakıp geleyim" der. O sırada baba kendine gelir ve "önemli değil oğlum bunlar hergün olan şeyler" der. O sırada koltukların arkasından "kırmızı beyaaaz, kırmızzı beyaaaz" sesleri duyulur bunu duyan büyük abi sofradaki su sürahisini alıp topçu çocuğa boşaltır "hadi lan kak ayağa yemek hazır" der...
..
Annenin midesindeki saçmalar canını yakar ama belli etmez. Baba yüzüne vazelin sürmüştür. Topçu embesil ise yara bandı yapıştımıştır. Entel kız kardeş boynundaki deliğe sakız tıkamıştır. Büyük abi ise telefonda kasko şirketinin müdürünü azarlamakla meşguldür...

70 Milyonluk Kocaman Bir Aileyiz Mokoko

###KONU DIŞI###

imza güzelmiş R@mses

## KONU İÇİ ##

Bence 1. madde çok doğru olmamış, bu biraz sofra anlayışıyla ilgili bence. Benim için sofraya aile birlikte oturur birlikte kalkar, yemek sırasında gülünür, eğlenilir ama kavga edilmez Ben böyle büyüdüm, böyle yaşıyorum. Etrafımdaki insanlar da aynı şekilde... Sanırım bu biraz da ülkemizdeki aile yapısıyla ilgili birşey, reklamda da o yüzden kullanılmış olabilir.

Hürriyet hakkındaki yorumlarına ise katılmamak elde değil

Bu ne lan kimse yazmamış. Sizi beni bilmezler sizi. Bu ne la 30 kişi okumuş ya la! Vay honcuuna goyyin. Ne çabuk unuttunuz beni lan giderim lan gelmem lan.

alayına mokoko ya.
bkz; mokoko diyorsa dogrudur

İkisi de birbirinden doğru tespit

hürriyet gazete değil gaste

kese kağıdı olur anca