• 01-05-2025, 09:04:48
    #1
    Issız bir adada tek başımıza yaşıyor olsaydık büyük ihtimalle can sıkıntısından strese girerdik. Ancak buradaki yaşam mücadelesinin kolay olduğunu düşünürsek, doğa ile içiçe yaşamanın verdiği huzur ve rahatlık inanılmaz güzel olurdu.

    Ancak çoğumuz SOSYAL BAĞIMLI olduğumuz için VASAT İNSANLARla birarada yaşıyoruz. Çevremizdeki insanların çoğu insani değerler, akıl, ahlak, edep gibi alanlarda fakir fukara odukları için bütün hayatımızı baştan sona VASAT bir şekilde geçiriyoruz.

    Bu vasat hayatın içinde güzel olan hemen hiçbir şeyin farkına bile varamıyoruz. Aslında doğa her yerde insana çeşitli faydalar ve güzellikler sunuyor. Ancak bizler aklımızı sürekli vasat düşüncelerle meşgul ediyoruz.

    Issız bir adada tek başımıza yaşasaydık büyük ihtimal sıkıntıdan patlardık. Ancak şunun farkında değiliz, sosyal bağımlılık yüzünden birarada yaşamak zorunda kaldığımız insanlar tüm hayatımızı baştan sona zehir ediyor. Bu sefilliğin bu vasatlığın bu avamlığın farkında bile değiliz. Çünkü biz de uyum sağlayıp yaşamaya çalışıyoruz.

    ***

    Nefes aldığımız her an, geçen her saniye ömürden gidiyor. Ancak biz hayatta gün yüzü görmeden saçma sapan gündemlerle saçma sapan muhabbetlerle vakit geçiriyoruz.


    ***

    Gerçekten mutlu olmak için özgür olmak için büyük paralara veya dünya seyahatine mecbur değiliz. Küçük bir kasabada, bir dağ başında da mutlu olunabilir. Bizi mutsuz eden şey aslında sosyal bağlarımızın vasatlığı.

    Her gün acayip acayip insanlarla yüzgöz olmak zorundayız. hergün saçma sapan muhabbetlerle muhatap olmak zorundayız. Hergün saöma sapn insanların triplerini çekmek zorundayız.

    ***

    Dünyanın her ülkesinde, tarihin her döneminde sosyal kulüpler kurulduğu görülmüştür. Ancak bu kulüplerin ortak özelliği zengin ve statü sahibi insanların biraraya gelmesi.
    Bu insanlar fakir, köylü, çiftçi vs alt tabaka insanlardan ayrı kalabilmek ve kendi statülerine gelirlerine uygun insanlarla birarada sosyalleşmek için bu kulüpleri kuruyorlar.

    Bu kulüp fikri sosyalleşmek için iyi bir fikir. Ancak çoğunlukla zengin ve nüfuzlu insanları hedeflediği için ideal değil. Kendini toplumdan üstün görmek felsefesine dayalı kulüpler sadece kültürsüz ahlaksız ama zengin topluluğu olmaktam öteye gidemeyecektir. Dolayısıyla bu kulüpler gerçek mutluluğu huzuru vermekten uzak.

    ***

    Sosyal bağımlı yaşadığımız hayatta gerçekten mutlu huzurlu vakit geçirebilmek istiyorsak özel zaman ayırıp hayata bir mola vermek zorundayız. Hayatın saçma sapan gündemlerinden ve muhabbetlerinden koparak zihnimizi bu pisliklerden bir süre için arındırmalıyız.

    ***

    Siyaset tartışmaları, din tartışmaları, futbol muhabbetleri, belden aşağı muhabbetleri dedikodular, tv şovları muhabbetleri, iş okul evlilik maaş ev araba ekonomi borsa geyikleri vs insanların vasatlaştığı alanlar. Öncelikle bunların bir listesini tutmalıyız.

    Hayatımızın büyük bir bölümünün bu saçma konular içinde bocalayarak geçtiğinin farkında olmalıyız.

    İnsanı yormayan, zihinsel ve duygusal yıpratmayan alanları listeleyip o alanların listesini yapmalıyız. Bu alanlarla ilgili kitap veya hobi edinerek kendimize zaman ayırmalıyız.

    Belli kitaplar ve hobilerle ilgilenen insanlarla internet ortamında sosyal guruplarda biraraya gelebiliriz. Bu zaten yapılan bir şey. Ancak yeterince etkili değil.
    Sosyal medya bloglar ve forumlardaki sosyal gurupların biraz daha gelişmeye ve farklılaşmaya ihtiyacı var.

    Gerçek hayattaki ilgi alanlarına bağlı sosyal etkinlikleri artırabiliriz. İnternetin gücünü bu sosyal etkinlikler için etkin bir şekilde kullanabiliriz.




    ***

    Sonuç olarak, hayatımızın %99u vasat insanlara arasında geçerken, kaliteli nitelikli sosyal etkinliklere ayda yılda bir kez katılabiliyoruz. Bunun bir sebebi zaman ayıramamaki diğer bir sebebi ise maddiyat. Bu sorunları gözetip çözüm önerleri üretmeliyiz.

    Bütün hayatımızı saçma sapan bir şekilde geçirirken yaşadığımızın farkında bile değiliz. Hayatın güzelliklerinin farkında olmadan ömür tüketiyoruz.

    ***

    Birkaç tavsiye:
    Hobi ile işin birleştirildiği sosyal etkinlikler çok faydalı olabilir. Ağaç işleme veya oyuncak yapmak gibi hobiler aynı zamanda para kazanılabilen alanlar. Bu gibi alanlarda yapılabilecek sosya etkinlikler ve sosyal guruplar çeşitli yardımlaşma dayanışma ve bilgi aktarımı imkanı sunabilir.

    Ayda bir gün veya haftada bir gün olmak üzere belirli alana yönelik toplantılar düzenlenebilir.

    Konsept cafeler ve çay salonları.
    Büyük şehirlerde sadece belli bir konsepte yönelik cafeler çay salonları açılabilir.

    Küçük kasabalarda ise her güne ayrı konsept uygulanabilir.
    Örneğin anadoluda sosyal hayatın olmadığı küçük kasabalarda zaten yapılan bazı etkinlikler var. Bunlar çeşitlendirilebilir.
  • 01-05-2025, 09:07:34
    #2
    HizliResim.Net
    ÖZET:

    Yazar, sosyal bağımlılığın insanları vasat bir yaşama mahkûm ettiğini savunuyor. Gerçek mutluluğun doğayla iç içe, sade bir yaşamda olduğunu söylüyor.
  • 01-05-2025, 09:18:10
    #3
    Engin adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    ÖZET:

    Yazar, sosyal bağımlılığın insanları vasat bir yaşama mahkûm ettiğini savunuyor. Gerçek mutluluğun doğayla iç içe, sade bir yaşamda olduğunu söylüyor.
    Konuyu bir cümleyle özetlemek konunun değindiği maddelerin önemini görmezden gelmeye neden olur. Ayrıca bu özet hatalı.
    Güncellenmiş konu üzerinden yeniden denerseniz belki daha iyi bir özet çıkar.