• 06-05-2021, 17:38:10
    #1
    🔥%100 WP Optimizasyon🔥
    Mustafa Kemal Atatürk'ün İslam dini hakkında bihaber olan ve içkinin yasak olduğunu bile açıklayamayan ve iş bulamadığı için İmam olan kişiye yaklaşımı, ayetlerden bahsetmesi muazzam.
    Müftü Efendiden ders alıp gelmesini ve imtihan edeceğini söylüyor. İslamın temsil görevini yerine getiren birinin eksikliğini yine islamı temsil ettiği için kendini geliştirmesi yönünde harikulade önem veriyor.
    Toplumdaki bazı art niyetli kişilerin önemle izlemesi ve idrak etmesi gereken bir video...


    https://youtu.be/wolxmqxu65k
  • 06-05-2021, 17:41:54
    #2
    Platin üye
    Toplumda art niyetli kişiler Atatürk'ün gökten indirildigi sanılan kitaplar" dediği videoyu örnek gösterir

    Peki nedir bu gökten indiği sanılan kitap olayı ?

    İslamiyet'e göre Kur'an, Hz. Musa'nın levhaları gibi gökten "yekpare" indirilmiş bir kitap değildir. Aksine Kur'an'ın, 23 yılda peygamberin "kalbine vahyedildiği" kabul edilir.

    Yani Kur'an'ın akıbeti "levhalar gibi tek parça indirilmek" değil, azar azar kalbe söylenmek şeklinde olmuştur.

    İndirilmek ile ifade edilen, vahyin getirilmesidir. Burada en çarpıcı nokta İsra suresi 93. ayettir.

    Ayete göre müşrikler Hz. Muhammed'e geliyor ve "...Göğe çıkıp bize gökten bir kitap indirmezsen sana inanmayız..." diyor.

    Buna karşılık Hz. Muhammed, "Ben sadece beşerim." (bu dediklerinizi nasıl yapayım?) şeklinde cevap veriyor.

    Yani müşrikler için gökten bir kitap inmiyor. Burada müthiş bir vurgu var.

    Yine Bakara 79'da; "Kendi eliyle kitap yazıp az bir para almak için 'Bu Allah katından gelmedir.' diyenlerin vay haline!" yazıyor.

    Şu durumda Kur'an, gökten indiği "sanılan" kitap olabilir mi?

    Hayır çünkü "sanacak" bir durum ortada yoktur çünkü izahı Kur'an'da yapılmıştır.

    Atatürk'ün bu ayetlerden haberi var; bu ayetlere paralel olmayan bir cümle söylemiyor. Küçük yaşlardan beri Atatürk'ün Kur'an'ı bildiği bilinir.

    Her ikisi de hurafeciliği, bağnazlığı, Allah ile aldatmayı vurguluyor.

    Tarih boyunca kitap yazıp, "Bu kitap gökten iniyor, melekler alkışladı, kitabı bana tanrı yazdırdı, şu ayetler benden bahsediyor" gibi sözler eden kimselere ve bu gayrete atıfta bulunuluyor.

    Mesela Said Nursi'nin, yazdığı kitabın Kur'an'ın feyzinden geldiği, meleklerin alkışladığı, Nur ve Hud surelerinin kendisinden bahsettiği, saygısızlık yapıldığında deprem olacağı gibi ifadeleri bulunur. (Bkz: Sözcü/Sinan Meydan/9 Ekim 2017)

    Bunlar, Rumi'nin karşısında ise bir hiçtir. Rumi, önsözünde Mesnevi'nin, alemlerin rabbinden inme ve Kur'an'ı apaçık hale getirenin Mesnevi olduğunu, 4. cildinde Mesnevi'nin Tanrı vahyi olduğunu yazmış, 6. ciltte ormanlar kalem olsa Mesnevi bitmez diyerek Kur'an'ın Lokman suresi 27. ayetini kendi kitabına uyarlanmıştır.

    Durum buyken az bile söylemiş Atatürk.
  • 06-05-2021, 17:44:52
    #3
    We ❤️ R10.NET
    İslamiyete en çok katkıları olan birisidir ATAM.
  • 06-05-2021, 17:48:24
    #4
    ISerkanizm adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    Toplumda art niyetli kişiler Atatürk'ün gökten indirildigi sanılan kitaplar" dediği videoyu örnek gösterir

    Peki nedir bu gökten indiği sanılan kitap olayı ?

    İslamiyet'e göre Kur'an, Hz. Musa'nın levhaları gibi gökten "yekpare" indirilmiş bir kitap değildir. Aksine Kur'an'ın, 23 yılda peygamberin "kalbine vahyedildiği" kabul edilir.

    Yani Kur'an'ın akıbeti "levhalar gibi tek parça indirilmek" değil, azar azar kalbe söylenmek şeklinde olmuştur.

    İndirilmek ile ifade edilen, vahyin getirilmesidir. Burada en çarpıcı nokta İsra suresi 93. ayettir.

    Ayete göre müşrikler Hz. Muhammed'e geliyor ve "...Göğe çıkıp bize gökten bir kitap indirmezsen sana inanmayız..." diyor.

    Buna karşılık Hz. Muhammed, "Ben sadece beşerim." (bu dediklerinizi nasıl yapayım?) şeklinde cevap veriyor.

    Yani müşrikler için gökten bir kitap inmiyor. Burada müthiş bir vurgu var.

    Yine Bakara 79'da; "Kendi eliyle kitap yazıp az bir para almak için 'Bu Allah katından gelmedir.' diyenlerin vay haline!" yazıyor.

    Şu durumda Kur'an, gökten indiği "sanılan" kitap olabilir mi?

    Hayır çünkü "sanacak" bir durum ortada yoktur çünkü izahı Kur'an'da yapılmıştır.

    Atatürk'ün bu ayetlerden haberi var; bu ayetlere paralel olmayan bir cümle söylemiyor. Küçük yaşlardan beri Atatürk'ün Kur'an'ı bildiği bilinir.

    Her ikisi de hurafeciliği, bağnazlığı, Allah ile aldatmayı vurguluyor.

    Tarih boyunca kitap yazıp, "Bu kitap gökten iniyor, melekler alkışladı, kitabı bana tanrı yazdırdı, şu ayetler benden bahsediyor" gibi sözler eden kimselere ve bu gayrete atıfta bulunuluyor.

    Mesela Said Nursi'nin, yazdığı kitabın Kur'an'ın feyzinden geldiği, meleklerin alkışladığı, Nur ve Hud surelerinin kendisinden bahsettiği, saygısızlık yapıldığında deprem olacağı gibi ifadeleri bulunur. (Bkz: Sözcü/Sinan Meydan/9 Ekim 2017)

    Bunlar, Rumi'nin karşısında ise bir hiçtir. Rumi, önsözünde Mesnevi'nin, alemlerin rabbinden inme ve Kur'an'ı apaçık hale getirenin Mesnevi olduğunu, 4. cildinde Mesnevi'nin Tanrı vahyi olduğunu yazmış, 6. ciltte ormanlar kalem olsa Mesnevi bitmez diyerek Kur'an'ın Lokman suresi 27. ayetini kendi kitabına uyarlanmıştır.

    Durum buyken az bile söylemiş Atatürk.
    Yuh ya bu kadar zorlama tevil mi olur güldüm resmen istemsizce ))

    Herkesi olduğu gibi kabul etmek bu kadar zor mu ya?

    Bir insanın yaptıklarını kabul ettirmek için illa Müslüman yapmaya zorlamak mı gerek...

    Haydar Baş geldi aklıma ah olaydı ondan dinleyeydik ))
  • 06-05-2021, 17:52:09
    #6
    Misafir
    ISerkanizm adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    Toplumda art niyetli kişiler Atatürk'ün gökten indirildigi sanılan kitaplar" dediği videoyu örnek gösterir

    Peki nedir bu gökten indiği sanılan kitap olayı ?

    İslamiyet'e göre Kur'an, Hz. Musa'nın levhaları gibi gökten "yekpare" indirilmiş bir kitap değildir. Aksine Kur'an'ın, 23 yılda peygamberin "kalbine vahyedildiği" kabul edilir.

    Yani Kur'an'ın akıbeti "levhalar gibi tek parça indirilmek" değil, azar azar kalbe söylenmek şeklinde olmuştur.

    İndirilmek ile ifade edilen, vahyin getirilmesidir. Burada en çarpıcı nokta İsra suresi 93. ayettir.

    Ayete göre müşrikler Hz. Muhammed'e geliyor ve "...Göğe çıkıp bize gökten bir kitap indirmezsen sana inanmayız..." diyor.

    Buna karşılık Hz. Muhammed, "Ben sadece beşerim." (bu dediklerinizi nasıl yapayım?) şeklinde cevap veriyor.

    Yani müşrikler için gökten bir kitap inmiyor. Burada müthiş bir vurgu var.

    Yine Bakara 79'da; "Kendi eliyle kitap yazıp az bir para almak için 'Bu Allah katından gelmedir.' diyenlerin vay haline!" yazıyor.

    Şu durumda Kur'an, gökten indiği "sanılan" kitap olabilir mi?

    Hayır çünkü "sanacak" bir durum ortada yoktur çünkü izahı Kur'an'da yapılmıştır.

    Atatürk'ün bu ayetlerden haberi var; bu ayetlere paralel olmayan bir cümle söylemiyor. Küçük yaşlardan beri Atatürk'ün Kur'an'ı bildiği bilinir.

    Her ikisi de hurafeciliği, bağnazlığı, Allah ile aldatmayı vurguluyor.

    Tarih boyunca kitap yazıp, "Bu kitap gökten iniyor, melekler alkışladı, kitabı bana tanrı yazdırdı, şu ayetler benden bahsediyor" gibi sözler eden kimselere ve bu gayrete atıfta bulunuluyor.

    Mesela Said Nursi'nin, yazdığı kitabın Kur'an'ın feyzinden geldiği, meleklerin alkışladığı, Nur ve Hud surelerinin kendisinden bahsettiği, saygısızlık yapıldığında deprem olacağı gibi ifadeleri bulunur. (Bkz: Sözcü/Sinan Meydan/9 Ekim 2017)

    Bunlar, Rumi'nin karşısında ise bir hiçtir. Rumi, önsözünde Mesnevi'nin, alemlerin rabbinden inme ve Kur'an'ı apaçık hale getirenin Mesnevi olduğunu, 4. cildinde Mesnevi'nin Tanrı vahyi olduğunu yazmış, 6. ciltte ormanlar kalem olsa Mesnevi bitmez diyerek Kur'an'ın Lokman suresi 27. ayetini kendi kitabına uyarlanmıştır.

    Durum buyken az bile söylemiş Atatürk.

    Baştan aşağıya saçmalamış, kendi kafanıza göre ayet yorumlamış, atatürk ün fikirlerini kendinize uydurmuşsunuz. Sizin gibi toplumda atatürk'ün ısrarla müslüman olduğunu, kur an ı çok iyi bildiğini iddaa eden bir güruh var. Böyle birşey yok arkadaşım devlet arşivleri ortada kafana göre ayetleri veya atatürk ün aslında şöyle demek istedi diye dediklerini saptıramazsın.

    1926-27 yıllarında Atatürk ile röportaj yapan Grace Ellison, 1928 yılında yayımlanan Turkey Today adlı kitabının 24. sayfasında Atatürk'ün kendisine şunları söylediğini yazmıştır:
    "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır."
    Atatürk gördüğün gibi yukarıda bir inancı olmadığını ama inancı olanların ibadetlerinde özgür olduğunu söylüyor. Hala saçma sapan bir şekilde diretecekmisin ?

    Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."

    Ülke ozamanlar Kur'an'ın yani dinin yasalarına göre idare ediliyordu, şehül islam ve kadılar din hükmünde karar verirlerdi. Atatürk' de buna binayen yukarıdaki sözleri söylemiş. Biz dine göre değil, hayat tecrübelerimize ve ilime göre hareket ederiz demiş. Atatürk'ün dinle zerre kadar alakası yok ama inatla sizin gibi toplumda bulunan bir kesim Atatürk'ün inançlı bir müslüman olduğunu iddaa ediyor. Daha da yetmezse açın devlet arşivlerini bakın hepsi nette var zaten. Bırakın kafanıza göre yorumlamayı...

    Bu arada Atatürk'ün inançsız olması onun bu ülkenin Atatürk'ü olduğunu değiştirmez...O bu toplumun bir değeridir...
    • gencbeyin
    • kadirbilici
    • dev
    gencbeyin, kadirbilici, dev ve 3 kişi bunu beğendi.
    6 kişi bunu beğendi.
  • 06-05-2021, 17:54:47
    #7
    Platin üye
    InternettinHoca adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    Yuh ya bu kadar zorlama tevil mi olur güldüm resmen istemsizce ))

    Herkesi olduğu gibi kabul etmek bu kadar zor mu ya?

    Bir insanın yaptıklarını kabul ettirmek için illa Müslüman yapmaya zorlamak mı gerek...

    Haydar Baş geldi aklıma ah olaydı ondan dinleyeydik ))
    Misafir adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    Baştan aşağıya saçmalamış, kendi kafanıza göre ayet yorumlamış, atatürk ün fikirlerini kendinize uydurmuşsunuz. Sizin gibi toplumda atatürk'ün ısrarla müslüman olduğunu, kur an ı çok iyi bildiğini iddaa eden bir güruh var. Böyle birşey yok arkadaşım devlet arşivleri ortada kafana göre ayetleri veya atatürk ün aslında şöyle demek istedi diye dediklerini saptıramazsın.

    1926-27 yıllarında Atatürk ile röportaj yapan Grace Ellison, 1928 yılında yayımlanan Turkey Today adlı kitabının 24. sayfasında Atatürk'ün kendisine şunları söylediğini yazmıştır:
    "Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir. Âdetâ halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini, gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır."
    Atatürk gördüğün gibi yukarıda bir inancı olmadığını ama inancı olanların ibadetlerinde özgür olduğunu söylüyor. Hala saçma sapan bir şekilde diretecekmisin ?

    Bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir."

    Ülke ozamanlar Kur'an'ın yani dinin yasalarına göre idare ediliyordu, şehül islam ve kadılar din hükmünde karar verirlerdi. Atatürk' de buna binayen yukarıdaki sözleri söylemiş. Biz dine göre değil, hayat tecrübelerimize ve ilime göre hareket ederiz demiş. Atatürk'ün dinle zerre kadar alakası yok ama inatla sizin gibi toplumda bulunan bir kesim Atatürk'ün inançlı bir müslüman olduğunu iddaa ediyor. Daha da yetmezse açın devlet arşivlerini bakın hepsi nette var zaten. Bırakın kafanıza göre yorumlamayı...
    Herkesin bir fikri bir düşüncesi var Allah akıl vermiş düşün diye bende bunları düşündüm niye kızıyorsunuz? Fikir özgürlüğüm var istediğimi yazar çizerim saygı çerçevesini asmadigim sürece. İyi forumlar.
  • 06-05-2021, 17:55:38
    #8
    AYJANS adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    İslamiyete en çok katkıları olan birisidir ATAM.
    nasıl katkıları oldu acaba yazar mısınız. katkı oldu demekle katkı sağlanmıyor.

    katkıları sayarsanız bizi de bilgilendirmiş olursunuz.
  • 06-05-2021, 17:57:57
    #9
    ISerkanizm adlı üyeden alıntı: mesajı görüntüle
    Herkesin bir fikri bir düşüncesi var Allah akıl vermiş düşün diye bende bunları düşündüm niye kızıyorsunuz? Fikir özgürlüğüm var istediğimi yazar çizerim saygı çerçevesini asmadigim sürece. İyi forumlar.
    Hocam zaten sana "yav nasıl bunu yazarsın" deyip reporta çökmedik sakin ol hemen savunmaya geçmene gerek yok Sen düşünce özgürlüğünü kullandın ben ben gülme özgürlüğümü