• 30-08-2007, 19:41:29
    #1
    Sabah gazetesinin bir yazı dizisi...

    Ekmeğini e-ticaretten çıkaran Türkler


    Sanal alemin Türk zenginleri, mucizelerle dolu başarı öykülerini SABAH'a anlattılar. Tolga Kabataş ve arkadaşları Türkiye'nin ilk açık artırma sitesi için Amerikalı internet devini örnek aldı. Kurdukları siteyi de aynı Amerikalı'ya sattı... Bursa'da da üç genç 10 bin dolar sermayeyle yola çıkıp milyonlarca dolar cirolu Turkticaret.Net'i yarattı

    İnternet 1990'ların ortalarından itibaren Türkiye'de evlere ve ofislere girmeye başladı. Önceleri sadece uzmanların kullandığı ayrıcalıklı bir iletişim hizmetiydi. Zamanla her iş için kullanılan vazgeçilmez bir iletişim aracı haline geldi. İnternet kullanıcılarının sayısı 16 milyona ulaştı. İnternet yaygınlaştıkça, internet üzerinden yapılan ticaret de büyüdü. Türkiye'de e-ticaret üzerinden dönen paranın bugün artık yılda 300 milyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor. İnternet büyüdükçe, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kendi zenginlerini de yarattı. Parlak fikirlerin peşinden koşan genç girişimciler göz açıp kapayıncaya kadar dolar milyonerleri oldu.

    Elektronik pazarda kendini kanıtlamış başarılı Türk girişimcilere ait web siteleri arasında; sanal açık artırma sitesi gittigidiyor.com, Türkiye'nin ilk "şirketten şirkete ticaret" sitesi turkticaret.net, yemek sipariş sitesi yemeksepeti.com, Türkiye'nin ilk Türkçe portalı mynet.com, sanal elektronik mağazası estore.com.tr, bebekli ailelerin tüm ihtiyaçlarını karşılayan e-bebek.com ve otomobilden "kardan adama" kadar her türlü ürünün satın alınabildiği sahibinden.com bulunuyor.

    SABAH, işte onları, yani Türkiye'nin genç internet zenginlerini buldu, başarı öykülerini dinledi...

    Gittigidiyor.com



    Burak Divanlıoğlu - Tolga Kabataş - Serkan Borançılı

    Sanal açık artırma sitesi "gittigidiyor.com" üç okul arkadaşı tarafından 2001 yılında kuruldu. Halen 1.3 milyon kayıtlı kullanıcısı bulunan sitede elektronikten pula, tespihten mücevhere hatta Barış Manço'nun ilk plağına kadar adeta yok yok...

    OKUL ARKADAŞLARI 'GİTTİGİDİYOR' DEDİ EBAY'İ ORTAK ETTİ

    Burak Divanlıoğlu ve Tolga Kabataş'ın yolları ilk kez Ankara Anadolu Lisesi'nde kesişmişti. Okul sıralarında konuştukları şey elbette ekonomi değil, müzik, spor ve arabalardı. Üniversite için birbirlerinden ayrıldılar. Burak İstanbul Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okuduğu yılarda Serkan Borançılı ile tanıştı. Tolga ise ODTÜ'de Makina Mühendisliği eğitimi aldı. Mezun olduktan sonra Amerika'nın yolunu tuttu. ABD'de gencecik girişimcilerin kurduğu internet şirketleri borsaya açılıyor, sahiplerine milyonlarca dolar kazandırıyordu. Bunların içinden biri özellikle Tolga'yı büyülüyordu: İkinci el ürünlerin açık artırmayla satıldığı eBay sitesiydi bu. İşten yorgun argın döndüğü bir akşam telefonu çaldı; arayan Serkan ve Burak'tı.

    1.3 MİLYON KULLANICI
    Serkan ve Burak, internet işine girmeye karar verdiklerini haber vermek için aramışlardı. Tolga ilk iş ülkeye döndü. Sanal açık artırma sitesi "Gittigidiyor.com" üç okul arakadaşı tarafından 2001'de işte böyle kuruldu. İnternette açık artırma sitesiyle yola çıkan 3 ortak, ısrarlı yatırımlarının meyvesini 6 yıl sonra almaya başladı. Gittigidiyor.com sitesinin azınlık hissesi 2005 yılında, Amerika'daki ilham kaynakları olan eBay'e milyonlarca dolara satıldı!.. Gittigidiyor.com'un 1 milyon 300 bin kayıtlı kullanıcısına her ay 60 binden fazla yeni kullanıcı katılıyor. 2007 yılı sonunda yaklaşık 2 milyon kullanıcıya ulaşmayı hedefliyorlar. Sitede, cep telefonu, fotoğraf makinesi, bilgisayar, giyim ve mücevher ürünlerinden, para, pul, plak, tesbih, eski kitap ve dergi benzeri koleksiyon malzemelerine kadar yaklaşık 500 bin ürün satışa sunuluyor. 50 bine yakın satıcı, sitenin yüksek teknolojik altyapısı ile Türkiye'nin dört bir köşesinde yaşayan yüzbinlerce alıcıya ulaşıyor.

    AKMERKEZ'İ BİLE GEÇTİ
    Tolga Kabataş, Gittigidiyor.com'un başarı sırrını şu cümlelerle açıklıyor: "2001 krizinde internet sektörüne yatırımlar dururken, biz ilk yıllarda zarar edeceğimizi bile bile yatırım yaptık. En sıkıntılı zamanımızda bile teknoloji yatırımından kaçınmadık. Kısa vadeli kazançların peşinde olmadık." Gittigidiyor.com'un başarısının arkasında yatan bir başka faktör, "güvenli ticaret" sistemi. Bu sistemde, müşteriler satın aldıkları ürünün bedelini ancak ürünü teslim alıp, inceledikten sonra ödüyorlar. Bu da site kullanıcılarına güven veriyor. Gittigidiyor'un bugün Akmerkez'den çok ziyaretçisi var. Sitede Barış Manço'nun ilk plağından, PlayStation3' e, elişi örme yatak takımlarına kadar farklı yelpazeden onbinlerce ürün bulmak mümkün. Herkese göre bir şeylerin olması her gün binlerce müşteriyi siteye getiriyor. Tolga Kabataş, site kurulduğundan bu yana 3 milyona yakın ürünün sorunsuz biçimde el değiştirdiğini söylüyor. Sitede her ay 10 binden fazla satıcı da 17 farklı ana kategoride, 500 binden fazla ürün sergiliyor.

    Turkticaret.Net



    Murat Yanıklar

    Bursa'da 1998'de küçük bir ofiste 10 bin dolar sermayeyle kurulan Turkticaret.Net, 2001 krizinde patlama yaptı, yüz binlerce üyeye ve milyonlarca dolarlık ciroya ulaştı. Yeni hedef Amerika'da büyümek

    2001 KRİZİNİN KÜLLERİNDEN DOĞAN E-PAZAR

    Murat Yanıklar, Eskişehir'deki Anadolu Üniversitesi'nin Matematik Bölümü'nden mezun olup Bursa'ya döndüğü 1997 yılında, hayallerine inanan iki arkadaşıyla bir araya geldi. Türkiye'de esen internet fırtınasından etkilenen Yanıklar ve arkadaşları Bursa'nın ilk internet şirketlerinden birini kuracaktı. Turkticaret.Net Bursa'da küçük bir ofiste 1998'de böylece kuruldu. Yanıklar ve arkadaşları, internet sitelerinin adreslerini, yani teknik tabiriyle "alan adı" (domain name) satıyorlardı. Aynı zamanda internet sitelerine bulundurma (hosting) hizmeti veriyorlardı. Bir yandan da Türkiye'nin ilk "şirketten şirkete ticaret" (business to business) sitesi Turkticaret.Net'i oluştumaya koyuldular. Turkticaret.Net sitesine üye olan şirketler, satmak ya da almak istedikleri malları elektronik ortamda birbirlerine bildiriyorlar, böylece aracı olmaksızın ticaret yapıyorlardı. Bu sistem dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de büyük ilgi gördü. Murat Yanıklar ve arkadaşları 2001 krizinde inanılmaz bir hızla büyüdüler. Turkticaret.Net'in üye sayısı bu dönemde 100 bini aştı. Artık ürünlerini tanıtmak isteyen çok sayıda şirket Turkticaret.Net'in kapısını çalıyor. 1998'de küçücük bir ofiste kurulan bu 'pazar' dev bir genel merkeze ve milyonlarca dolarlık ciroya kavuştu.

    HEDEFLERİ 350 BİN ÜYE SAYISI

    Turkticaret.Net'in bugün 5 ildeki 6 ofisinde yaklaşık 150 çalışanı var. Şirketin gücü Türkiye sınırlarını çoktan aştı. Dünyanın en büyük web alanı bulundurma ve alan adı şirketlerinden biri haline geldi. Murat Yanıklar ve arkadaşları Amerika'da da bir şirket satın alıp bu şirket aracılığıyla Amerikalılara da alan adı satmaya başladılar. Muhasebe ve finans yazılımı üreten bir Türk şirketini satın aldılar. Yazılımdan sonra marka tescili işine de girdiler. Bir yıl içinde bin 400 marka tescili yaparak, sektörde önemli bir noktaya geldiler. Turkticaret.Net'in üye sayısı ise çoktan 280 bine ulaştı. Murat Yankılar hedeflerini ise, 350 bin üye ve ABD'de büyümek olarak özetliyor.

    Yemeksepeti.com

    İşte yemeksepeti. com'un yaratıcıları... Soldan sağa Cem Nufusi (Satış Müdürü), Nevzat Aydın (Genel Müdür), Melih Ödemiş (Bilgi İşlem Müdürü).... Üç arkadaşın kurduğu siteye üye olmak ve sipariş vermek için ücret gerekmiyor.

    Bin 800 restoranla çalışan ve 260 bin üyesi olan yemeksepeti.com, 6 milyonuncu siparişe koşuyor 3 arkadaş 24 saat boyunca yemek servisi yapıyor

    YEMEK SİPARİŞLERİ 6 MİLYONA KOŞUYOR

    Nevzat Aydın, üniversiteyi Boğaziçi'nde okuduktan sonra gittiği Amerika'dan aklında yeni bir iş fikriyle döndü. Döner dönmez yaptığı ilk iş Boğaziçi Üniversitesi'nden arkadaşı Melih Ödemiş'e bu fikri açmak oldu. İki arkadaş yanlarına çocukluk arkadaşları Cem Nufusi'yi aldı ve "yemeksepeti.com" adlı bir internet sitesi kurma konusunda çalışmaya başladı. İşin teknik kısmı sorunsuz yürürken, restoranları sepete dahil etme konusunda sıkıntı yaşandı. Amerika'daki modeli uygulamak için harekete geçildive ve ilk aşamada 15 restoran hedef seçildi. Herkes üç restorana gitti ancak sonuç hüsran oldu.. 15 restorandan hiçbiri internetten satışa inanmadığı için bu işe para yatıramayacaklarını söyledi. Kısaca restoranlar "aç karnına internet olmaz" dediler. Akşam, Boğaziçi Üniversitesi'nin kantininde buluşan üç arkadaş, farklı bir model uygulamaya karar verir bu kez. Alışveriş başına küçük bir komisyonla işi yapabileceklerini düşünürler. Bu şekilde restoranlara para kazandırdıkça restoranlar bu işe girmeye başlar. 2000'lerde interneti Banu Alkan'lı reklamlarla tanımaya başlayan restoranlar, birbiri ardına yemeksepeti'nin menüsüne girmeye başlar. Nevzat Aydın, "Bize 'Bu olmaz bununla uğraşmayın' diyen restoran sahipleri 18 aylık uğraştan sonra bizi aramaya başladı. Siparişler artmaya başladı. Bugün günlük 21 bin kişiyi doyuran bir sepet haline geldik" şeklinde gelinen noktayı özetliyor.


    GECE SİPARİŞLERİ ARTTI
    Çalışanlardan öğlen saatlerinde sipariş alırken, son dönemde evlerden internet bağlantısının artmasıyla siparişlerin artmaya başladığını söyleyen Aydın, "Öğlen siparişlerinin 1.5 katı siparişi gece almaya başladık" diyor. Şu anda Türkiye'nin beş büyük kentinde bin 800 üye restoranla hizmet veren yemeksepeti.com, yedi yıl içerisinde 260 bin kayıtlı üyeye ulaştı. Geçen yılın sonunda 4 milyonuncu siparişini alan yemeksepeti. com, 2007 yılı sonuna kadar 6 milyonuncu siparişe ulaşmayı hedefliyor. Sipariş verilen yemeğin ücreti, restoranın kabul ettiği şekilde kapıda nakit, kredi kartı veya yemek çeki ile ödenebiliyor.

    Mynet.com



    mynet'in sahibi Emre Kurttepeli

    Aile şirketi yerine kendi yolunu çizdi. 50 bin dolara aldığı alan adıyla, bugün Türkiye'nin en değerli şirketinin sahibi oldu

    KENDİ İŞİ MYNET İLE LİDER OLDU

    Ailesi, boş bir hayal olarak gördükleri internet işiyle bu kadar yoğun ilgilenmesini pek onaylamıyordu. Aradan geçen onca yılın ardından küçücük bir adımla başlayan iş, 3.5 milyon email abonesi olan, 30-40 milyon dolara varan online reklam pazarından yüzde 30'la en büyük payı alan bir internet şirketine dönüşür.

    İnternetin emekleme dönemi olan 1990'ların ikinci yarısında dahi ne denli büyük fırsatlar sunduğunun en canlı örneklerinden birini Emre Kurttepeli ve şirketi mynet oluşturuyor. Bu girişim Türkiye'de ilklerden ve nadir başarılı örneklerden olduğu için sıradışı bir hikâyeye de sahip. Başlangıçta plan kusursuzdur ancak, küçük bir sorunla karşılaşır: İsim... Bir televizyon dizisi imdadına yetişir ve ortaya "mynet" ismi çıkar. Ancak bu alan adının sahibi 18 yaşında bir üniversitelidir. Uzun süren pazarlıktan sonra 50 bin dolara sitenin isim sorunu çözülür. Ticaret Bakanlığı'nın "Türkçe tarif edin" engelini de zorlukla aştıktan sonra mynet Türkiye'nin ilk Türkçe portalı olarak 1999 sonbaharında faaliyete geçer. Google, Microsoft ve Yahoo gibi dev bütçeli internet şirketlerinin arasından sıyrılarak eposta hizmetinde çıtayı sınırsız depolama alanına taşıyan ilk şirket Türkiye'den mynet oldu. E-mail konusunda pazar liderliğini uluslararası rekabete taşıyan şirket, yeni satın almalar ve yeni teknolojilere yaptığı yatırımlarla 2005'ten itibaren dramatik bir büyüme kaydetti.

    Mynet internette iş yapmanın geleceğine inanarak ve ısrarla yatırımlarına devam etmenin meyvesini verdiğinin son örneklerinden biri. Emre Kurttepeli, internete odaklanarak sadece içerik ve e-posta hizmeti sunmaya devam ediyor.



    Estore.com.tr



    Elektronik ve bilgisayar dünyasının sanal âlemdeki alışveriş merkezi Estore, 7 yıl önce 50 bin dolarla çıktığı yolculukta, 2007 yılında 50 milyon dolar ciro hedefliyor

    50 MİLYON $ CİROYA KOŞAN SANAL ELEKTRONİK MAĞAZASI

    En yeni teknoloji elektronik cihazlara düşkün olan İzi Adato, eski ortağı Emre Kurttepeli ile birlikte kurduğu Fornet'i Koç Holding'e satınca, yeni bir işe girme fikrini hayata geçirmeye karar verdi. Aklına ilk gelense, ABD'deyken gezmeyi çok sevdiği elektronik perakendecisi Sharper Image mağazasının benzerini Türkiye'de açmak oldu. İstanbul Maslak'taki ofislerinin altındaki mağazayı elektronik araçlar satmak için "Estore" adıyla açmayı düşündü. Ancak ofiste tek başına oturduğu bir akşam, mağaza kiralarıyla uğraşmak yerine Amazon gibi internet mağazasını açmaya karar verdi. İzi Adato, Estore'u kurma sürecini şöyle anlatıyor: "Fiziksel mağaza açtığımda işler iyi giderse kira maliyeti sürekli artacaktı. İnternetin yatırımcı açısından en önemli avantajı teknoloji maliyetinin düşmesiyle, girdi maliyetini aşağı çekmek mümkün oluyor. Türkiye'deki kültürün farklı ihtiyaçlarını görmezden gelmedik."

    'KRİZDE DE DEVAM ETTİK'
    Ticaretin hızla büyüyeceğini düşünerek yaptığı girişimlere, televizyon ve telefon kanallarını da eklediklerini kaydeden Adato, "Kriz döneminde herkesin aksine biz devam etme kararı aldık. Bu işten çekilen şirketlere işbirliği teklif ederek büyümeye devam ettik. İnternette işbirliği yapmanın yarattığı sinerjiyi anlamak için bazı şirketler krizi bekledi" diye konuşuyor. İzi Adato, internette büyümek için tek başına olmak yerine derinlik yaratmak için iş ortakları elde etmenin değerli olduğunun altını çiziyor ve şunları anlatıyor: "Elektronik ticaretin önünün açılacağına emindik. Bu konuda ortak vizyona sahip olduğumuz Çukurova Grubu ile pek çok işte iş birliği yaptıktan sonra, yüzde 51'lik hissemizi de sattık." Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun elektronik ticarete büyük ilgi gösterdiğini de söyleyen İzi Adato, "Firmaların bayi ağlarının ulaşamadığı bölgede mağaza açan marka olmak istiyoruz" diyor. İzi Adato Estore'un 2000 yılında 50 bin dolarla başlayan elektronik ticaret cirosunu, bu yıl 50 milyon dolara çıkarmayı hedefliyor.

    E-bebek.com

    Halil Erdoğmuş

    Halil Erdoğmuş baba olacağını öğrendikten sonra kurduğu e-bebek.com ailelerin her ihtiyacını karşılıyor

    BEBEĞİN MAMASI BİR 'TIK' KADAR YAKIN

    İstanbul Üniversitesi iktisat mezunu olan Halil Erdoğmuş, 2000 yılında internetten anlayan iki genç arkadaşının teklifi ve desteğiyle internet üzerinde elektronik ticaret konusunda bir şeyler yapmak istedi. Tam bu sırada eşinin hamile olduğunu öğrendi ve bebek dünyasını internetle buluşturmaya karar verdi. Önce bebek. com ile içerik işine girdi. Kısa sürede yakaladığı başarı herkesin dikkatini çekti. Şubat 2001'de yayına başlayan ve haftalık güncellenme prensibiyle ziyaretçilerine doktorlar tarafından onaylanmış bilgiler sunan bebek.com, çocuk sahibi olmayı düşünen, bebek bekleyen ve çocuğunu büyüten ailelere, ihtiyaç duydukları her türlü bilgi, servis, hizmet, yardım ve dostluğu sunmak için yola çıkmıştı. Eylül 2001'de hizmete açılan ebebek. com ise, bebek. com'un içinde ayrı bir alışveriş bölümü olmak yerine, başlı başına bir e-ticaret sitesi olarak tasarlandı. e-bebek. com, 2007 yılı itibarıyla fiziki mağazalarının sayısını artırarak internet dışında da yaygınlaşmaya da başladı. 80 bin üyesi olan sitenin yıllık 600 bin de ziyaretçisi var.



    Sahibinden.com


    Genel Müdür Müge Seymen

    Taner Aksoy'un kurucusu olduğu sahibinden.com'da otomobilden 'kardan adama' kadar her türlü ürünü satın almak mümkün

    'SAHİBİNDEN' NE ARARSANIZ BU SİTEDE VAR

    Üniversiteyi ABD'de okuyan Taner Aksoy Türkiye'ye döndüğünde kendi işini kurduktan sonra otomobilini satmak için gazeteye ilan vermek istedi. Ancak gazete ilanlarının kendisi gibi otomobil tutkunlarının istediği detayları içermediğini gördü ve bu ihtiyaca yönelik internette bir site açmaya karar verdi. sahibinden.com. da işte böyle doğdu.



    HER GÜN 3 BİN 500 TAZE İLAN...
    Yönetim kurulu üyesi ve Taner Aksoy'un kardeşi Mert Aksoy, sahibinden.com'da saatlerce dolaşmadan istediğiniz semtteki satılık evleri ya da her gün eklenen taze 3 bin 500 ilan içinden sizi ilgilendiren ürünleri görmenin mümkün olduğunu söylüyor. Üstelik aldığınız ya da sattığınız eşyalar için de, hiçbir komisyon ödemiyorsunuz. Sahibinden.com'da üyeler, evlerinde yaptıkları takılardan ördükleri kazaklara kadar her şeyi yine ilan ücreti ödemeden satabiliyor. Sitenin günlük sayfa açılım sayısı ise tam 8 milyon...

    Sabah
  • 30-08-2007, 19:49:28
    #2
    çok güzel bir yazı gerçekten büyüleyici ama bu kadar efsanemsu kurulduğuna inanmıyorum yani gerçekten şu anda da forumdan bazı arkadasların çok güzel projeleri var ama böyle olmuyor perde arkasında başka şeylerde var bence
  • 06-09-2007, 12:08:58
    #3
    Sizde E-Ticaret'e küçük bir bütçe ile merhaba diyebilirsiniz?

    Sanal Mağaza 69$ - Siberyum E-Ticaret Sanal Mağaza Otomasyonu

    Detaylar için sitemizi ziyaret ediniz!
    Sanal Mağaza 69$ - Siberyum E-Ticaret Sanal Mağaza Otomasyonu
  • 06-09-2007, 12:19:12
    #4
    herşey bir hayal ile başlar.
  • 06-09-2007, 12:21:17
    #5
    biraz sermaye lazim
  • 06-09-2007, 12:27:03
    #6
    Azmin gücü diyebilirim..
  • 06-09-2007, 12:42:23
    #7
    Üyeliği durduruldu
    böylelerini görünce insanın içi açılıyor..
  • 06-09-2007, 12:46:01
    #8
    sermaya olsa ah neler yapcamda ...
  • 06-09-2007, 12:51:31
    #9
    Böylelerini gördükçe insan gaza geliyor ama sermaye lazım
    Bu arada Türkticaret'in sahibini gözüm hiç tutmadı nedense