Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye bir söz vardır.
Gençler bu sözün altında yatan anlamı pek anlayamıyorlar.
Ve zaman geçtikçe bu sözün teknolojiyle de nasıl bağlantılı hale geldiğini farkedemiyorlar.
Çünkü bugünlerde bu söz, "bana kimi takip ettiğini söyle sana kime dönüşeceğini söyleyeyim" haline geldi.
Öncelikle olayın bilimsel arka planını anlatayım.
Beyinde ayna nöron denilen nöron tipleri bulunuyor.
Bu nöronlar gözlenen bir durumun bizim beynimizde de etki etmesini sağlayan beyin hücreleri.
Yani ağlayan bir insanı gördüğünüzde ağlama hissi oluşması, esneyen bir insanı gördüğünüzde uykunuzun gelmesi bu nöronlar sayesinde oluyor.
Beyin gördüğünü, duyduğunu, duygu ve düşünceye çevirip kendi içinde yaşanmış gibi işliyor.
Bu da kişinin maruz kaldığı sosyal ortamdaki kişileri, duyguları, düşünceleri kendi karakteri haline getirmesine neden oluyor.
Yani gerçekten kiminle beraber olursanız, kimi takip ederseniz, ona benzemeye, onun seviyesine inmeye ya da yükselmeye başlıyorsunuz.
O yüzden kiminle beraber olduğunuzu ve kimi takip ettiğinizi çok iyi seçmeniz gerekiyor.
Goethe, 2 asır önce "bana kiminle takıldığını söyle sana kime dönüşeceğini söyleyeyim" demiş.
Eskiden ağırlıklı olarak insanlar arası ilişkilerde gerçekleşen bu etkileşim teknolojinin gelişmesi ile önce televizyona kaydı.
Yani insanlar maruz kaldıkları programlar sayesinde o programda gördüklerine dönüşmeye başladılar.
Müge Anlı izleyenlerin zeka düzeyleri düşmeye, magazin programlarındaki skandalları izleyen köylülerin köylerinde skandallar patlak vermeye başladı.
Bugün etkileşim televizyonu da geçti ve artık sosyal medya üzerinden daha güçlü bir şekilde hayatları karakterleri biçimlendirmeye başladı.
Artık gençlerin ekran süreleri 6-8 saatlerde geziyor.
Ve sosyal medyada maruz kalınan içerikler kişilerin karakterlerini, zekalarını, duygu ve düşüncelerini belirliyor.
Üniversitede profesörlerin katında çay dağıtan bir çaycı ile gece kondu mahallesinde kahvede çay dağıtan çaycı arasında büyük fark vardır.
Kiminle iletişime geçiyorsanız, hangi ortamda kendinizi neye maruz bırakıyorsanız giderek ona dönüşürsünüz.
Kim olacağınıza ve neye dönüşeceğinize kendinizi maruz bıraktığınız ortam karar verir.
O yüzden doğru ortamı tercih etmek 100 kursa gidip 100 sertifika almaktan fazla etkiler hayatınızı.
1) Arkadaş ortamınızı ve arkadaşlarınızı iyi tahlil edin. Zeka düzeyi düşük, ahlaksız işler yapan, madde kullanan, ölçüsüz hareketleri olan arkadaşlardan ve böyle ortamlardan uzak durun. Ne kadar kaliteli insanlar ile vakit geçirirseniz sizin kaliteniz de o kadar artar. Kalitesiz, düşük zekalı, düşük eğitimli insanlar ile sosyalleşmek hiç farkettirmeden sizin seviyenizi de aşağı çeker.
2) Sosyal medyada neyi takip ettiğinize kendinizi neye marz bıraktığınıza çok dikkat edin. Kim olacağınızı neyi takip ettiğiniz belirler. Komplo teorileri uyduran hesapları takip ederseniz vasıfsızca sağda solda komplo teorileri anlatırsınız. Aptalca tiktok videoları challengeları izlerseniz zeka seviyeniz düşer o videolardaki aptallıklar sizi de aptallaştırır. Güzel seksi kızları erkekleri takip ederseniz sürekli cinsel olarak uyarılırsınız bütün gün işi gücü düşünemez kafanızda cinsellik kurarsınız. Sosyal medyada düzeyli iletişim kuran, kendi uzmanlık alanları ile ilgili paylaşımlar yapan ve vizyonunuzu hayata bakışınızı yükselten hesapları insanları takip edin.
Kendinizi neye maruz bıraktığınıza çok dikkat edin değerli kardeşlerim.
Çünkü siz bugün nereye varacağınıza karar veremezsiniz, siz hangi yolda gideceğinize karar verebilirsiniz.
Yanlış yola çıkıp doğru bir yere varamazsınız.
Naçizane abi tavsiyesi olarak sosyal medyada size eğlenceli gelen şeylerin takibini kesin ya da kısıtlayın.
Özellikle Reels kaydırmayı kesinlikle bırakın ya da günün akşam saatleri gibi mesai sonrası bölümüne bırakın.
Maalesef günde 1 saat reels kaydıran insan odaklanma yeteneğini kaybeder hiç bir iş yapacak motivasyonu bulamaz.
Yoksa foruma gelip başladığım işi bitiremiyorum, hiç bir işe başlayamıyorum, sizin de motivasyon probleminiz var mı diye konu açarsınız.
Size kendi takip ettiğim ve kişilerin düzeyini yükseltecek bir kaç sosyal medya kanalı önereyim.
Özellikle belli yaşın üzerinde ve hoş sohbet insanları dinlemek insana vizyon ve yaşamadan kazanılmış tecrübe katıyor.
SİZ DE DİNLEYENİN İZLEYENİN OKUYANIN DÜZEYİNİ YÜKSELTECEĞİNE İNANDIĞINIZ SOSYAL MEDYA SAYFASI YA DA WEBSİTELERİNİ MESAJLARINIZDA ÖNEREBİLİRSİNİZ.
1) Youtube Kafa Tv de İlber Ortaylı ve Celal Şengör sohbetlerini kaçırmam
2) Youtube Finans Kanalı nda Ege Cansen sohbetlerine bayılırım.
3) Youtube Beyhan Budak psikoloji videolarını izlerim.
4) Youtube Ayşegül Çoruhlu videolarını izlerim.
5) Youtube Ekonomi ile ilgili Tunç Şatıroğlu günlük yorumlarını dinlerim.
6) Pazar günler Bebar Bilim, Barış Özcan izlerim
7) Savunma Sanayi haberlerini Tolga Özbek'ten dinlerim.
Kim olduğuna karar ver.
5
●244
- 26-03-2024, 10:03:44Sizi tebrik ediyorum hocam. Yazmış olduğunuz her cümleye imzamı atarım. Maalesef genel gidişata bakıldığında kafa dağıtmak icin başlayan eğlenceli videolar, kesfetler, tiktoklar vs hic farkında olmadan sizi daha fazla dibe sürükleyip tüm enerjinizi emiyor.
Kaliteli vakit geçirmek ile vakit öldürmek arasındaki o ince çizgiyi aşmamak lazım. - 26-03-2024, 14:34:12Bir gün bir konuda insan etrafındaki 5 kişinin ortalamasıdır sözünü görmüştüm Volkan abi. O gün aslında bu dediklerinde aydınlanmış ve çaycı örneğini iyice algılamıştım.
Forumda entelektüel birikimi bu kadar yüksek birinin olması gerçekten sevindirici. R10'un bana kattığı şeyleri sıralarken, kendi kendime hep Volkan abinin olaylara bakış açısı derim.