Selam olsun,

Aslında pek doğru değil.
Tam olarak doğru değil yazamıyorum çünkü korkuyu temel alanlar olabilir.
Din için korku, bilinmezlik, ölüm endişesine perde çekmek gibi temellendirmeler yapılabileceği gibi bir güzelliği, bir iyiliği ya da sevgiyi temel alabilirsiniz.

Benim bunca yıllık düşüncem, araştırmalarım ve yazdıklarımdan dini inançların temelinde hükmetmek olduğunu yazabilirim.
Her din bir toplum modelini oluşturmaya çalışır.
Oluşturulan bu toplum modeline doğruları ve yanlışları öğretir...
Etrafımıza baktığımızda kimsenin cehennemden korkmadığını ya da korku duymadığını sanırım hepimiz görüyoruz.
Bunca kötülük, zalimlik ve vahşilik olması zaten aslında korkulmadığını gösterir diye düşünüyorum.

Tüm dinlerin bugün geldiği noktaya bakarsanız para, güç, kadrolaşma, yönetme, yön verme, şirketleşme gibi kavramlar ortaya çıkar.
İbadet alanlarının etrafındaki 5 yıldız ultra lüks otellerden ya da kiliselerin cennetten arazi satması değil sadece demek istediğim.
Karşınızdaki toplumu korkutarak dine davet edebileceğiniz gibi güzellikleri sebep gösterip davet etmeniz mümkündür.
Hülasa; Dinlerde korkutma bir araç olarak kullanılabilir bunda bir beis yok ama dinlerin temeli bence korku değil hükmetmektir.

Yani uzun olmasın diye çok detaya girmeden yüzeysel olarak yazdığımdan yanlış anlatım, anlama olabilir.
O kadarının kusuruna bakmayınız.