Kahve falı ve falcılarla hiçbir ilgim ve bilgim yok. Ancak çok yakından tanıdığım birisi, öylesine baktıüı kahve falında, falına baktığı kişiler hakkında inanılmaz şekilde bazı gerçekleri bilebiliyor. Kendisi de bunu arkadaş arasında öylesine yaptığı için sadece gülerek geçiyor.
Biraz Kuran bilgisi ve biraz da hayat tecrübesi ile olaya açıklık getirdiğimi düşünüyorum. Sizin çevrenizde farklı tecrübeleriniz olabilir. veya katılmayabilirsiniz.

Öncelikle, arkadaş arasındaöylesine kahve falı bakan kişi islam düşmanı bir insan. Hayatı boyunca sürekli Allah peygamber Kuran başta olmak üzere dini kavramlara hakaret eden alay eden birisi. Bu ayrıntıyı cebimize koyalım.

İkinci olarak, falcılık, büyücülük, sihircilik cincilik işleri yapan kişilerin ortak özelliği, çok büyük bir günah işlemiş olmaları. Dolayısıyla bunlar keyfi olarak dini değerlere hakaret eden insanlar. Bu işleri başarmak için dini kavramlara karşı ciddi bir aşağılama davranşı yapıyorlar. eğer çevrenizde böyle insanlar veya böyle insanlara başvuranlar varsa bu detaya dikkat etmesini tavsiye ediyorum.

Üçüncü olarak, Zuhruf Suresi 36. Ayetin dudak uçuklatan gerçeğine değinmek istiyorum.
(Artık) Her kim Rahman’ın Zikrini (Kur’an-ı Kerim’i) görmezden gelir, (yüz çevirip başka şeylere) yönelirse, Biz, (insan suretli bilgiç sanılan) bir şeytanı ona musallat kılarız, (üzerine kabuk gibi sardırıp bağlatırız ve onun kötü emellerine kendisini uşak yaparız.) Artık bu (şeytan), onun yakını (yoldaşı ve kaptanı)dır.
Biz hep şeytanın insanı etkilediğini biliriz. Ancak şeyutanın insanna nasıl etki ettiği konusunda hiç dikkat etmeyiz. Aklımıza gelen birçok söz, davranış, hatta şiir bile kendi ürünümüz değil, şeytanın bize verdiği vesvesedir. Hatta bazen aklımıza çok kötü şeyler geldiği için kendi kendimizi suçlar, kendi kendimizden nefret ederiz.
Kafir cinler ve şeytanlar sadece kötülük yapma konusunda telkinde bulunmazlar. Bize bilgi aktarımı da yapabilirler. Bizimaraştırıp elde edemeyeceğimiz birçok bilgiyi onlar çok hızlı ve uzak mesafalerden bulup bize aktarabilirler.

Aşağıdaki diğer ayetlerdeise açıça görüldüğü gibi, şeytanların insanlarla nasıl iletişin kurduğu ve etki ettiği belirtiliyor. Bu ayetlerdeki detaylar bizim maalesef ki unuttuğumuz, gözden kaçırdığımız şeyler.

Sonuç olarak şeytanlar ve kafir cinler insanlara gerek bilgi taşıma gerekse vesvese verme ve yönlendirme konusunda etki edebiliyor.
Falcılık gibi bir alanda insanlar eğlenmek veya boş vakit geçirmek için uğraşıyorlar. Oysa hiç farkına varmadan bu tür etkiler altında kalabiliyorlar.




Bakara (102)

Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil'deki Hârût ve Mârût adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Halbuki o iki melek, "Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme" demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi.


Enam (112)

İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak.


Araf (27)

Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.


Meryem (83)

Kafirlerin başına, onları durmadan (günaha ve azgınlığa) tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi?



Enbiya (82)

Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik. Hep onları zapteden bizdik.


Sad (38)

Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik.