Türkiye'de deprem beklenmiyor demek, çok başka bir zihniyettir. Dünya'da fay hattının bu kadar yoğun olduğu yerlerde, Türkiye gibi, kırılmalar normalden farklı zaman aralıklarında ve büyüklüklerde görülebilir. Aynı şekilde farklı bölgelerde de tetiklenebilir. İstanbul depremi diye konuştuğunuz, İstanbul'da olabilecek sayısız deprem var. Oysa ki konuşurken sadece bir fayı konuştuğunu düşünüyor herkes. Bir fay sonrası diğer fayda tetiklenebilir aynı şekilde. Kimisi 7 şiddetinde deprem olunca, deprem bitti sanıyor. Bu işler çok anlaşılabilir gibi duruyor olsa da, anlaşılabildiğinden çok daha komplikedir. Yani, bu kadar koyu kırmızı bir hat üzerindeyseniz, tektonik plakaların çakıştığı yerde yaşıyorsanız, hayatınızın her günü depreme hazır yaşamak zorundasınız. Özellikle binaların bu kadar kolay yıkıldığı, yardımların bu kadar gerçekten uzak gerçekleştiği coğrafyalarda. Ayrıca, iki 7 şiddetinde depremden bir tanesi mercalli şiddet ölçeğine göre X iken, diğeri XII ise, 1939'daki gibi, yapacağınız hiçbir bina, Japon binaları hariç, ayakta kalamaz. Japon binalarının da karşı gelemeyeceği depremler var. Herkes kendi coğrafyasına göre bina mimarisi düzenliyor.
Yukarıdaki içeriğe örnek isterseniz;
Gölcük Depremi: X şiddetindedir: "İyi inşa edilmiş ahşap binalar yıkılır; çoğu tuğla yapı temeliyle beraber yıkılır. Nehir kıyılarında ve dik yamaçlarda ciddi heyelanlar ve su taşkınları yaşanır. Altyapılar büyük oranda hasar alır. Raylar eğrilir."
Maraş depremi: XI şiddetindedir: "Tuğla yapıların tamamına yakını çöker. Köprüler çok büyük oranda yıkılır. Yeraltı boruları ve altyapılar kullanılamaz hâle gelir. Yeryüzünde büyük çatlaklar meydana gelir. Yollar, pistler ve kaldırımlar çok büyük hasar alır. Afet bölgesinin zemininde değişiklik başlar. Yumuşak zeminlerde toprak çökmeleri ve arazi kaymaları net bir şekilde görülebilir. Deprem dalgaları yeryüzünde çıplak gözle ciddi oranda görülebilir ve yeryüzünde dalgalanmalar başlar. Raylar kullanılamaz hâle gelir. Deprem bölgesindeki zeminde sıvılaşma en üst düzeyde olur."
Erzincan depremi: XII şiddetindedir: "Tam yıkım. Afet bölgesinin yeryüzü şekli tamamıyla değişir. Sağlam bina, altyapı, köprü, yol vb. hiçbir yapı kalmaz. Yeryüzü deniz dalgalarını andıracak şekilde dalgalanır. Ufuk ve yataylık kavramı yok olur. Hiçbir cisim yerinde kalamaz."
Maraş depreminde, yer yüzünün sıvılaşması, köprülerin ve viyadüklerin yıkılması normaldir. Yani, viyadükleri kötü yapmadık. Kötü yaptığımız şey binalardır. Daha iyisini yapamıyor olmanız ise, paranızın satın alamaması. Sadece kazık sistemi bile yapmak isterseniz, binanızın maliyeti ikiye katlanır. Zaten bir bina yaptıramıyorsunuz. İkiye katlanınca nasıl yaptıracaksınız? Yani, konu döner dolaşır, ekonomiye ve siyasete girer. Döngüler halinde nesiller geçer, bizler ölmeye devam ederiz. Siz, hiç kimse size yardım etmeyecekmiş gibi yaşayın.