apartmanın yönetim kararında evcil hayvan beslenmesi ile ilgili bir kısıtlama getirilmişse, argümanlarınız bir işe yaramaz. Vicdani olarak bilemem ama yasal olarak haksızsınız demektir. Ama böyle bir yasal kısıtlama yok ise de yapmanız gereken şey tabi ki köpeği uzaklaştırmak ya da taşınmak değil, köpeğinizin havladığı saatlerde, özellikle gece ise, sesin evinizden çıkışını olabildiğince engelleyip yine yasal limitler dahilinde tutmaya çalışmak olabilir.
Sesten rahasız olabilirler haklılar. Köpeğin daha bebek olduğunu ve özellikle gece ağlaması var ise bunun 1-2 aya kadar biteceğini söylemeyi deneyebilirsiniz ama karşıdaki anlaşmaya yanaşır mı bilemiyorum. Çocukların köpekten korkmasına gelince tabi ki tamamen haksız komşunuz. Öyle saçma şey mi olur? Ortak bir alanda beslemiyorsanız çocukların korkması ile ilgili bir şikayeti ciddiye almaya dahi gerek yok. Burada kasıt sesten korkmaları ise; hayvan beslemek yasaklanmamışsa ve ses yasal limitlerdeyse yine bu sizin sorununuz değil..
Çocuk sesiyle, köpek sesinin karşılaştırılması konusuna da neden bu denli takmış herkes onu da anlamadım.
"Bebeğinizden korkuyorum" cümlesi biraz absürd kaçmış tabi ama genel manasıyla bu sesten rahatsız olma mevzusunun karşılaştırılmasını niçin herkes bir hakaret gibi algılamış anlam veremedim.
Doğruluğu aslında tartışılabilir bir konu olmakla birlikte, benim de şahsi fikrim herhangi bir insan evladının, herhangi bir hayvandan daha kıymetli olduğu yönünde ama burada yine apartmanda hayvan beslemekle ilgili bir yasal kısıtlama olmadığı ön kabulüyle düşünecek olursak X kişinin köpek sesinden rahatsız olduğu gibi, Y kişinin bebek sesinden rahatsız olmaya neden hakkı olamıyor o kısmını gerçekten anlayamadım.
Sizin köpeğinizin çocuk sesine havlamasına gelince de; apartmanda beslediğiniz köpeğinizi şehir hayatı içindeki günlük uyaranlara tepki vermemesi konusunda eğitmek sizin göreviniz. Araba geçti köpek havladı, kapının önünde öksürdünüz o yüzden havladı, bebek bağırdı ona havladı gibi bahaneler öne süremezsiniz. İnsanların da yetiştirdikleri büyüttükleri çocuklarına kendi hoşlarına gitmese bile, etraflarındaki kişilerin alanlarına ve tercihlerine saygı duyacak şekilde davranmalarını, bazı şeyleri tolere etmeleri gerektiğini öğretmesi gerekiyor. Kimsenin kimseye huzurunu bozacak şekilde ve ölçüde rahatsızlık verme lüksü olamaz ancak apartman dairelerinde yaşayan bireyler olarak, başkalarının tercihlerinden kaynaklı oluşan bir miktar gürültüye de hepimiz tahammül etmek zorundayız.
Sınırı aşmadığı sürece ve belirlenmiş bir yasak yok ise onlar sizin köpeğinize, siz onların çocuğuna, beriki öteki komşunun gitar sesine tahammül etmek zorundadır. Hayvan sahipleri burası hayvanların mekanı, biz sonradan geldik deyip uzun yıllar sürecinde şehirleşmiş yerlere sahip çıkamazlar ve istedikleri gibi davranamazlar. Çocuk sahibi olmak hayvan sahibi olmaktan daha yaygın olduğu ve insan ırkı daha üstün ön kabulü ile çocuk sahibi de çocuklarını tamamen kontrolsüz bırakamazlar. Herkes tercihlerinin arkasında durmak zorunda